ibretlik kısa dini hikayeler |
Bir kıza gönlünü kaptırmış, o derece âşık olmuş ki, sevdiğinden başka bir şey düşünemez, derdiniz kimseye anlatamaz olmuş.
–Ne haldesin, sana ne oldu? diyenlere mahzun bir tebessümle bakar, hiçbir şey söylemezmiş. Onun bu hali çevresinde bulunan herkesi merak arasında bırakıyormuş. Onun derdini birlikte çobanlık yaptıkları yakın arkadaşından diğer kimse bilmezmiş. iki arkadaş gündüzleri köyün koyunlarını güder, akşam olduğunda de kaldıkları tek oda bir kulübede yaşarlarmış.
ibretlik dini kısa filmler |
–Hey delikanlı!
Âşık çoban ihtiyarı duyacak halde değilmiş. yaşlı birkaç kez seslenir fakat âşık çobanın duyacağı yok. Dışarıdan gelen sesi işiten öteki çoban kulübeden dışarı çıkınca yaşlı bir adam karşılaşmış.
ibretlik kısa filmler |
–Buyurun efendim! Bir şey mi istediniz?
Yaşlı:
–Evladım! Ben yolcuyum, susadım, bana içecek bir su verir misin?
Genç içeri girmiş, su kabını eline alarak ihtiyara vermiş. ihtiyar bir yandan suyu yudum yudum içerken, bir yandan da ileride duran gencin halini merak etmiş.
Birkaç defa seslenmesine karşın sesini duyuramadığından sağır mıdır acaba diye düşünmeye başlamış.
yaşlı kendisine su veren çobana sormuş:
–Arkadaşın hasta mıdır?
ibretlik kısa hikaye |
Genç:
–O gecelerini uykusuz geçirmektedir. Kendine bakmıyor, yemeği, beslenmesi çok düzensiz… Kızdan başka hiçbir düşüncesi bulunmaz. Uykusu kız, yemesi kız, içmesi kız, etrafı kız, onun her şeyi kız olmuş… Aşk bu olsa gerek.
Genç çobanı dikkatle dinleyen ihtiyar sorar:
–Arkadaşın kime âşık olmuş?
çoban:
kısa ibretlik hayat hikayeleri |
–Padişahın kızına.
ihtiyar şaşkındır, az ileride konuşmalardan habersiz bir kaya parçasının üzerinde oturan gence bakar. Saçı sakalı birbirine karışmış, zayıf çelimsiz bir genç hali vardı.
Âşık çobanın arkadaşı:
–Efendim! Ben ona çok söyledim. Sen kim, padişahın kızı kim? Senin neyine padişahın kızına âşık olmak, fakat dinletemedim.
ibretlik kısa öyküler, |
–çağır bakalım şu âşık çobanı da bir de onunla konuşalı, der.
Genç çoban arkadaşının yanına gider ve birlikte ihtiyarın yanına dönerler. Âşık çoban ihtiyarın yanına gelince, durumun çok daha vahim olduğu gözlerden kaçmamıştır. Genç çobanın ayakta duracak takati yoktur.
yaşlı:
–Evladım bu halin nedir? üzülme, çaresi olmayan dert, şifası olmayan hastalık bulunmamaktadır, dedikten sonra derin düşüncelere dalar gider. Kısa bir sessizlikten sonra, ihtiyar, çobanlara yere oturmalarını söyledikten sonra anlatmaya başlar.
ibretlik islami kıssalar |
ibretlik kısa öyküler |
Âşık genç sorar:
–Benim derdime bir çare bulabilir misin?
ihtiyar:
–Benim kaldığım kulübenin üst kısmında bir mağara mevcut, sen oraya çekileceksin. Kırk gün hiç dışarı çıkmadan Allah, Allah diye zikirde bulunacaksın. Sonra taleplerine kavuşacaksın.
Âşık genç iyice şaşırmıştır, bu kadar kolay mıdır?
Âşık genç:
–Gerçekten bu kadar basit mı? Ben şimdi elime tespihimi alacağım, mağarada kırk gün Allah lafzı celili ile zikir çekeceğim, sonra sevdiğime kavuşacağım, öyle mi?
yaşlı:
–Evet, benim dediklerimi yaparsan, kırk günün sonunda sevdiğine kavuşacaksın.
çoban sabahı beklemeden, arkadaşıyla vedalaşarak ihtiyarla beraber hemen yola koyulur. beraber yol alırken çobanın morali yükselmiş, yüzüne renk, ayaklarına güç gelmişti. yaşlı, çobana mağaranın kapısına kadar eşlik eder. Kapıda çoban ile ihtiyar vedalaşırlar. çoban derhal içeri girer ve Allah zikrine başlar. Niyetini padişahın kızına, dilini de Allah\`ın zikrine yöneltir.
Aradan birkaç gün geçmiştir, çoban zaruri ihtiyaçlarının dışında yalnızca zikirle meşgul olabilmekte. çoban mağarada zikirle meşgul olurken, civar köylerde bir söylenti kulaktan kulağa dolaşmaya başlar. Herkes birbirine şöyle diyordu: \"şu dağdaki mağaraya keramet ehli bir derviş yerleşmiş, gece gündüz zikirle meşgul olmaktadır.\" Söylenti artarak devam etmiş, yalnızca yakın köylere değil, zamanla kasabaya, oradan da ülkenin her kısmına yayılmış. Söylenti her yayılışta, bire bin katarak abartılıp çobana çok sayıda kerametler izafe edilir.
çobanın mağaraya çekilmesinin üzerinden bir ay geçmiştir ki, bir gün arkadaşı çoban onu ziyarete gelir. Mağaradaki kendini zikre o kadar vermişti ki, arkadaşının geldiğini ayrım etmemiştir. Seslendikten sonra ancak kendine gelebilmiştir. Kısa bir hasret gidermeden sonra, arkadaşı mağaradan ayrılır ve çoban zikre devam eder.
Kırk günün dolmasına üç–beş gün kala, çobanın şöhreti bütün ülkeye yayılmıştır. O kadar duyulmuştur ki; sarayda dahi konuşulur olmuştur. Derken padişah da derviş haberini duyar. Bir gün padişah vezir ile bu meseleyi konuşur.
Padişah:
–Böyle Allah dostlarının yanımızda olması bize çok büyük çıkarlar sağlar.
Vezir:
–Sultanım! Elimizi çabuk tutalım, zikir ehli bir yerde çok durmaz, onlar dünyayı dolaşırlar, bu dervişi saraya alıp, burada ikamet ettirelim.
Padişah:
–Güzel düşündün, mevcut git dervişi al saraya getir.
Padişahtan talimatı alan vezir doğruca dağın yolunu tutar. Yanındakilerle birlikte çobanın yanına varır. Durumu çobana anlatır, çoban teklifi kabul etmez. çoban direk şekilde padişahın kızını kendisine öneri edileceğini bekliyordu. Vezir, çobanı padişaha götürmek için her ne teklif yaptıysa, kabul edilmez. üzgün bir şekilde saraya döner.
Padişah, vezirinden olanları öğrenince üzülür.
Vezir:
–Sultanım! Allah dostları dünya malına değer vermez. Derviş Efendi de bunun en güzel örneği oldu, der.
Vezirini dinleyen Padişah, bir de kendisi gitmeye karar verir. Hazırlık yaptırır ve yola olumlu şeyler. Padişah dağdaki çobana giderken ihtiyar danışmanına haber salmış, onu da yanına almıştı. Padişah maiyeti ile çobanın bulunduğu mağaranın kapısına gelir.
Tevafuk bu, padişahın mağaraya geldiğinde çoban inzivadaki kırkıncı gününün içindedir. Padişah, zikir halindeki çobana tekliflerini yapar. çoban sessizce dinler, padişah bitirince, çoban zayıf ve kısık bir sesle \"hayır istemem\" der.
Padişah da, maiyeti de şaşkındır. Bu teklifler öyle kolay kolay reddedilecek teklifler değildir. Orada bulunanların hiçbiri bu işe bir mana veremez. Herkes bu durumu âşık çobanın maneviyatının yüksekliğine bağlar. Padişahı reddetmesi, çobanın itibarını kat kat artırmaktadır.
Orada bulunanların arasında işin özünü bilen, sırf ihtiyardır. ihtiyar danışman padişaha der ki:
–Padişahım! Bu derviş Efendiyi kızınızla evlendirirseniz, amacınıza ulaşırsınız.
Padişah:
–Kabul eder mi?
yaşlı:
–Edebilir, bir deneyelim, der.
Bu teklif padişahın hoşuna gider. O sırada padişahın mağaradaki dervişi ziyaret ettiği haberi çevre köy ve beldelere ulaşmış, haberi duyan dağa akın eder. Kısa zamanda dağda kalabalık bir insan topluluğu meydana gelir.
Padişah ile ihtiyar danışmanı arasında bu konuşma geçerken, gün akşam olmuş, güneş batmak üzeredir. Âşık çobanda huşu arasında zikrine devam etmektedir. Padişah ve danışmanı dervişe doğru ilerlerler.
Mağaranın kapısında çobana öneriyi yapar:
–Derviş Efendi, seni kızımla evlendireyim.
Padişah bu teklifi yaparken, âşık çobanın çoban arkadaşı da mağaranın kapısına kadar yaklaşmış, sevinci yüzünden okunmaktadır. Arkadaşı kaç yıldır hasretini çektiği sevdiğine kavuşacaktır. yaşlı da ümitlidir zira çobanın bu mağaraya hangi gaye için kapandığını bilmektedir.
Güneş batmış, ufukta batan güneşin bıraktığı kızıllık vardır.
çoban elindeki tespihi cebine koyar. Mağaranın kapısına gelerek cevabını verir:
–Hayır padişahım, kızınızla da evlenmek istemiyorum.
şaşırmak sırası, ihtiyar danışmanda ve çobanın arkadaşındadır. Nasıl olur? çoban bu mağaraya padişahın kızını alabilmek için kapanmıştır.
ibretlik felsefi hikayeler |
Dağ derin bir sessizliğe bürünmüştü. Herkes hayret içindedir. Bu dervişin gerçek açıdan Allah dostu olduğuna kimsenin şüphesi kalmamıştır. sebebiyse ona yapılan teklifler, kimsenin reddedemeyeceği tekliflermiş. Sessizliği çobanın arkadaşı bozmuş:
–Sen ne yaptığının bilincinde mısın? Sen padişahın kızını elde edebilmek için neler çektin? nerdeyse hayatını kaybedecektin. şimdi bunu elde ettin, fakat kabul etmiyorsun. Sen kendinde değilsin.
Âşık çoban gülmüş. Padişaha, kalabalığa ve bilhassa de yaşlı danışmana dönerek şöyle demiş:
–Ben kırk gün padişahın kızına kavuşmak için Allah dedim. Rabbim de padişahı, maiyetini ve şu kadar insanı ayağıma getirmiştir, imkânlarını önüme serdiler. Ben şayet padişahın kızı için değil de, Allah için Allah demiş olsaydım…
Titanium Arrows - Titanium-Arts
YanıtlaSilThe ford fusion hybrid titanium latest edition of titanium curling iron Titanium Arrows used ford edge titanium - Titanium-Arts by Triton Games, is a fully titanium pipe interactive and authentic microtouch trimmer weapon system created by
t433p6wkupw381 sex chair,cheap sex toys,penis pumps,male sexy toys,Wand Massagers,vibrating dildos,cheap sex toys,Rabbit Vibrators,vibrators n562e6xxlzw509
YanıtlaSilyi152 Cheap Jerseys china,cheap jerseys,jordans for sale,Cheap Jerseys free shipping,cheap nfl jerseys,Cheap Jerseys from china,nfl jerseys,Cheap Jerseys from china,Cheap Jerseys china ye135
YanıtlaSil