Bir Yudum Hikaye - Ask Budur

Bir Yudum Hikaye - Ask Budur

Öyle tesadüfler olmaktadır ya: Bir otobüs durağında poşetlerle beklerken, rastlaşırsınız aniden...

\"Bu o...\" diye içiniz titrer. Bir zamanlar yüreğinizi yakan aşık, sarkmış göbeği, ağarmış saçlarıyla karşınızdadır... iki elinde iki çocuk...
- Nasılsın?
- iyiyim... Ya sen?...
- Kızın amma da büyümüş... Benim de mevcut 10 yaşında...
- Annen, baban?..
- Babamı kaybettik. Annem hasta...
- mutlu musun?
Sessizlik...
- Telefonumu vereyim, ararsın belki...
iki yanakta iki masum buse; birisi eski sevgiliye, diğeri onunla birlikte yitip giden maziye...
\"- Kimdi o amca anne?..\"
Yüreğinizde belli belirsiz bir iç çekme ve aklınızda hınzır bir soru göstergesi:
\"Acaba?..\"
*****
Aliye ile Ramazan\` in aşk hikayesinde buna benzer bir hüzün gizliydi. Gerçi öyküleri, öncelikle hakli olarak bir \"tip rezaleti\" olarak yansıdı Milliyet\` in manşetine...
lakin Ayşegül Aydoğan\` ın haberi en az ilki kadar hazindi: Polis memuru Ramazan Bey, öğretmen Aliye bayan\`a 1954\`te Karabük\`te evlenme öneri etmiş. Annesine bakmak mecburiyetinde olduğundan kabul edememiş Aliye... Bir başkasıyla evlenmiş Ramazan... 3 çocuğu olmuş, lakin Aliye\` yi hep aklında, göğsünde saklamış.
Gün gelmiş, eşi göğüs kanserine yenik düşmüş. Ailesi \"üç çocukla bir başına bas edemezsin, evlen\" diye tutturmuş. O da \"Yıllar öncelikle bir sevgilim vardı, evlenirsem onunla evlenirim\" demiş.
17 sene sonra gençliğinin Karabük\`üne dönmüş ve Aliye\`nin peşine düşmüş. öğretmenlik yaptığı okulda bulmuş onu... Müdürün odasında beklemeye koyulmuş. Aliye odaya girip de eski aşkını karşısında görünce şaşkınlıktan dışarı kaçmış. 17 sene önceki teklifi yinelemiş Ramazan:
\"- Evet\" demiş bu defa Aliye muallim...
28 yıl evli kalmışlar. ikinci baharı yaşamışlar. Malum, ikinci bahar, \"son\" bahardır. Orada aşk, hayatla cilveleşmekten çok, hayat denilen çileyi beraber göğüslemektir.
71 yıllık yorgun kalbi teklemiş bir gün Aliye\`nin... Ramazan bir ambulansla hastaneye yetiştirmiş eşini... Kabul etmemişler, paraları yoktur diye... Sonra bir başkasına... yine ret... Aliye hanım ölümün eşiğinde duyuyormuş Ramazan Bey\` in çırpınışlarını; \"Allah\`ım bunlar ne yapıyor\" diye ürperiyormuş. Ramazan Bey \"ilk göz ağrım gidiyor\" diye sızlanıyormuş için için...
\"Ona bir şey olursa ben ne yaparım?..\"
Sonunda Ramazan Bey\`in yeğenlerinin parasıyla bir özel hastaneye yatırabilmişler. Sağ eli sımsıkı eşinin avucunda...
\"ilk bahar\"da çoğunlukla imkansızlıktır aşkı filizleyen, besleyen; \"son bahar\"daysa fedakarlık...
tüm Dünya dergisinde vardı; çocuklara \"Aşk nedir\" diye sormuşlar. Söyle demiş afacanlardan bir tanesi:
\"Anneannem sırtından hasta olmuştu. Eğilemediği için ayaklarına oje süremiyordu. Dedem sürekli elleri titremesine rağmen ananemin ayaklarına oje sürüyordu. Bence aşk budur.\"